Splenektomi ameliyatının bir diğer adı ise dalak ameliyatıdır. Dalak karın boşluğunda sol üst arka köşesinde ve diyaframın ise hemen altında yer alır. Midenin ise sol üst tarafında sol böbreğin ise önünde bulunur.
Dalak mideye, kalın bağırsağa ve sol böbreğe kadar uzanan bağlarla yerinde asılıdır. Oluşan trafik kazalarında ise en çok kanama yapan organlardandır. Yetişkin bir insanda dalak boyutu ortalama 150 gram kadardır. Dalağın ağırlığının 500 gramdan fazla olması ise dalak büyüklüğü rahatsızlığının yaşanması anlamına gelir.
Reklam Alanı
Dalak vücutta tek organdır. Fakat her beş kişiden birisinde dalak aksesuarı bulunur. Dalak bebeğin anne karnında erken gelişim döneminde kan hücrelerinin yapımında görevlidir. Fakat dalağın bu işlevi doğumdan önce biter. Dalak insanda daha sonraki yaşam sürecinde ise kanı süzer ve bozulmuş ve ömrünü tamamlamış kan hücrelerini ayıklama işini yapar. Dalak bu görevini ise vücuttaki tüm kanı 20 dakika içerisinde süzerek gerçekleştirir. Aynı zamanda bağışıklık sistemi ile ilgili olan bazı hastalıklara da direnç gösterdiği bilinmektedir.
Dalağın bazı durumlarda alınması gerekebilir. Bu durumlara bakıldığında;
Bazı dalak hastalıklarında dalağın tamamen çıkartılması gerekir. Yapılan bu cerrahi işleme splenektomi adı verilmiştir. Splenektomi açık cerrahi işlem olmasının yanında laparoskopik olarak da uygulanır. Uygun hastalar için günümüzde en uygun tedavi yöntemi ise laparoskopik yöntemdir. Genel anestezi altında yapılan bu işlem ortalama olarak 60 dakika kadar sürer.
Reklam Alanı
Dalak büyümesi genelde hastaların rutin yapılan muayenelerinde veya herhangi bir durumdan dolayı vücuda zarar vermesinin ardından teşhis edilebilir. Dalak vücutta bazı görevleri yerine getirir. Bu görevler ise;
Kanın pıhtılaşmasına yardımcı olan trombositlerin üretimini gerçekleştirir. Dalak büyümesi ise bu işlevlerin her birin etkilemektedir. Dalağın büyümesi sonucunda anormal kan hücrelerinin yanında normal olan kan hücreleri de filtrelenir. Bundan dolayı kan dolaşımındaki sağlıklı hücre sayısında azalmalar olur. Aynı zamanda çok sayıda trombosit hapsedilmiş olur. Aşırı kırmızı kan hücrelerinin olması ve trombositler dalağı tıkayarak normal çalışmasına engel olur. Dalağın büyümesi sonucunda kan akışı yetersiz kalır. Bundan dolayı organların bazı bölümleri zarar görür.
Bu belirtilerin çoğu dalak büyümesinin işaretidir.
Reklam Alanı
Dalak ameliyatı için tanı yapılmış olan hastalar ameliyat sabahı aç karnına hastaneye yatırılır. Ameliyat esnasında dalağın bir kısmının alındığı işleme parsiyel splenektomi denilir. Dalağın tamamının alınması işlemine ise total splenektomi adı verilir. Uygulanan iki yöntem de açık veya laparoskopik olarak yapılabilir. Dalak bazı travmalardan dolayı bölünüp parçalanabilir. Böyle bir durumda ise hasta acil şekilde ameliyata alınması gerekir.
Eskiden dalağın ufak bir hasar görmesi sonucunda hepsi alınırdı. Fakat günümüzde ise bu durum söz konusu değil. Kişide nabzın ve tansiyonun normal değerlerde tutulması ve dalak yaralanmaları takip edilirken zorluk yaşanmaması durumunda alınmamaktadır. Total splenektomide ise dalak yanındaki diğer organlardan ayrılarak bir torbaya konur. Hastadan alınan dalakta tümör olması durumunda parçalanmadan çıkartılması oldukça önemlidir.
Laparoskopik olarak yapılan splenektomi ise hasta için daha avantajlıdır. Ameliyat esnasında yüksek çözünürlüklü kameralar sayesinde görüntü rahat sağlanır. Aynı zamanda uygulanan cerrahi işlemi kolaylaştırmaktadır. Hastanın iyileşme sürecini hızlandırarak oluşabilecek komplikasyonları azaltır.
Dalakta kistik bir dokunun teşhisi konulmasının ardından dalak dokusundaki kistin çıkartılması sağlanır. Yapılan bu işlemde de dalağın tamamı alınmaz. Yapılan bu operasyonlar dalağı almayı amaçlamaz. Dalağın dokusunda meydana gelen hasarlı kısmı almaya yöneliktir. Dalak operasyonu son derece uzmanlık gerektiren bir işlemdir. Bunun sebebi ise diğer organlarla çok yakın komşu olmasıdır.
Dalak ameliyatları kendi arasında dört bölüme ayrılır. Yapılan bu işlemlerden ilki ise dalakta oluşan bir kistik yapıyı alma işlemidir. Kistin dalak dokusu içerisinde kalan bölüm varsa o bölüm çıkartılmaz. Yapılan bu ameliyatlar genelde doğumla birlikte gelen veya hayvanlardan oluşan parazit oluşumlu lezyonlarda uygulanmaktadır.
İkinci tip dalak ameliyatları ise basit lezyonlu yapılardan daha ileriki seviyelere ulaşmış kistlerin kütle şeklinde çıkartılması şeklinde yapılan operasyonlardır.
Üçüncü tip dalak ameliyatları ise dalağın bir bölümünün çıkartılması işlemidir.
Dördüncü tip dalak ameliyatı ise dalağın komple alınması işlemidir. Uygulanan ilk üç ameliyatta dalağın dokusunu korumak ve yapısını bozmamak için uygulanır. Dalak karaciğer dokusu gibi hızlı şekilde kanlanan bir bölümdür. Alınması halinde ciddi şekilde kanamalar meydana gelebilir. Aynı zamanda dalakta bulunan damar ağını incelemek oldukça zorlaşır. Bu sebepten dolayı dalak ameliyatlarında üçüncü ve dördüncü işlemlerde işinde oldukça uzman olan doktorlar tercih edilmelidir.
Dalak ameliyatlarında laparoskopik olarak yapılan işlemlerde ise aşamalar farklı olmaktadır. Hasta sırt üstü yatmaz. Sağ omzunun üzerine yatabilecek şekilde yan çevrilir. Böylece diğer organlar dalaktan uzaklaşmış olur ve dalağa ulaşmak daha kolay olur. Karın bölgesine kesi açılarak bölgeye karbondioksit verilerek karın şişirilir. Böylece çalışma alanı genişletilir. Açık yapılan ameliyatlarda dört tane kesi yapılır. Laparoskopik ameliyatlarda ise kesi açılır ve cerrahi işlem tamamlanır.
Dalak ameliyatlarında laparoskopik yöntem ile yapılan operasyon daha basit olur. Ayrıca hastanın ameliyattan sonra iyileşme süreci de oldukça kısalır.
Ameliyatın ardından hastalar öncelikle ani hareketten kaçınmaları gerekir. Doktorun ön gördüğü gibi merdiven çıkabilir ve yürüyüş yapabilirsiniz. Dalağı alınan kişide enfeksiyon kapma riski oldukça yüksektir. Bundan dolayı bağışıklık sistemini koruyan aşılar yapılmalıdır.
Reklam Alanı
Splenektomi ameliyatlarında işlem esnasında veya işlem sonrasında bazı beklenmeyen durumlar ortaya çıkabilir. Bunlara bakıldığında;
Ameliyatın ardından herhangi bir organda enfeksiyon riski oldukça yüksektir. Uzun süreli antibiyotik tedavisinin ardından bu durum atlatılır.
Ameliyat işleminin gerçekleştirildiği bölgelerde kanamalar meydana gelebilir. Özellikle bu durum kapalı olarak ameliyat edilen kişilerde nadir rastlanılır. Ancak kesi yerlerinde ciddi şekilde kanamalar olabilir.
Ameliyatın ardından yaranına katmanında ayrışma meydana gelir. Geç fark edilmesi durumunda ise kesi fıtığı oluşur ve hastanın tekrar ameliyat edilmesi gerekir.
Ameliyatın vermiş olduğu ağırlıktan dolayı hasta kalp krizi geçirebilir.
Ameliyattan sonra toplardamarda pıhtılaşma meydana gelebilir. Bu durum bacakta ağrı ve ödeme neden olur.
Ameliyat esnasında pankreas dokusuna zarar verilebilir. Bunun sonucunda da pankreas sıvısı karnın içine sızar. Ardından büyük bir sıvı birikimi ve apse oluşur.
Hasta dalak ameliyatından taburcu edilmesi ile beklenmedik bir durum ile karşılaşmasında uzman doktorlardan yardım alması önemlidir.
Reklam Alanı
Reklam Alanı