03.11.2024
Sisli
İstanbul - 12 °C

Mesane Taşı Ameliyatı



Mesane Taşı Ameliyatı ( Sistolitotomi )

Mesane; idrar kesesi ya da idrar torbası olarak da bilinen, insan vücudunun en önemli organlarından biridir. Temel işlevi, böbrekler tarafından üretilen idrarı depolamak ve belli bir kapasiteye ulaştıktan sonra da üretra kanalıyla idrarın boşaltımını sağlamaktır. Öyle ki bazı faktörlere bağlı olarak idrarda çok yüksek oranlarda kalsiyum, magnezyum ve oksalat gibi mineraller taş oluşumuna sebebiyet verebilmektedir. Söz konusu minerallerin idrar torbasında birikmesi ve daha sonra da çökmesiyle meydana gelmiş sert kitlelere ise mesane taşı adı verilecektir. Mesanede taş oluşması birbirinden farklı semptomlarla kendisini gösterirken en son aşamada ise kanser gelişmesine sebebiyet verebilmektedir. Bu nedenle bir an önce tedavi edilmesinde fayda vardır. Üroloji uzmanlarının uygun gördüğü tedaviler eksiksiz olarak uygulandığında çok daha kötü sonuçların ortaya çıkmasını engellemek mümkündür. Mesane taşı tedavisinde birçok ilaç kullanılabileceği gibi cerrahi girişimlere de ihtiyaç duyulabilmektedir. Taşların temizlenmesinde en çok kullanılan yöntem Sistolitotomi olacaktır. Sistolitotomi işlemi ise, mesanede bulunan taşların cerrahi yöntemlerle temizlenmesidir. Bu operasyon açık ve kapalı olmak üzere 2 farklı şekilde yapılabilmektedir.

Mesane Taşı Ameliyatı

Açık Mesane Taşı Ameliyatı

Sistolitotomi, açık mesane taşı ameliyatı olarak da bilinir. Operasyona başlamadan önce hastalara çeşitli testler yapıldıktan sonra genel ya da spinel anestezi verilir. Spinal anestezi, belden uyuşturma yöntemdir. Daha sonra karnın alt orta bölümünden ortalama 5 ile 6 santimetre boyutlarında cilt kesisi açılarak mesaneye ulaşılır. Mesane içindeki taşlar bütün olarak ya da kırılarak vücut dışına çıkarılabilmektedir. Taşın nasıl çıkarılacağına daha önceden yapılan tanı ve hasta durumunda göre Üroloji uzmanları karar vermektedir.

Reklam Alanı


Endoskopik Sistolitotomi Ameliyatı

Endoskopik Sistolitotomi mesanedeki taşın kapalı olarak kırıp çıkarılması işlemidir. Tıpkı açık Sistolitotomi ameliyatında olduğu gibi operasyon gerçekleştirilmeden önce hastalara genel ya da spinal anestezi uygulaması yapılmaktadır. Akabinde dışa açılan idrar yolundan bir sistoskop yardımıyla girilir. Mesane içindeki taş; pnömotik, ultrasonik ya da lazer benzeri bir güç kaynağı kullanılarak dikkatli bir şekilde parçalanır. Kırılan taşlar, Üroloji uzmanları tarafından uygun bir şekilde dışarı alınır. Bunun yanı sıra endoskopik sistolitotomi operasyonu esnasında parçalanan taşlar yeterince küçük parçalar haline getirildiği için mesane içerisinde de bırakılarak işlem tamamlanabilmektedir. Öyle ki adeta bir kum yapısı alan taşlar, idrar yapma ile de dışarı atılabilmektedir. Endoskopik Sistolitotomi operasyonunun bitmesinden sonra idrar torbasına kısa süreli de olsa foley sonda yerleştirilmektedir. Ameliyat kapalı teknikle yapıldığı için hastaların iyileşme süresi açık ameliyata göre çok daha kısadır.

Sistolitotomi Ameliyatının Riskleri

Sistolitotomi ameliyatı hem açık hem de kapalı yöntemlerle yapılan cerrahi bir operasyondur. Öyle ki operasyon esnasında ve sonrasında bazı riskler de söz konusu olabilmektedir. Bu nedenle operasyon öncesinde hasta ve hasta yakınları hem yazılı hem de sözlü olarak, işlemi gerçekleştirecek olan hekimler tarafından detaylı olarak bilgilendirilir. Ayrıca yazılı bir evrak, hasta yakınları ve hasta tarafından gelişebilecek tüm komplikasyon ve riskleri kabul ettiğine dair imzalatılmaktadır. Sistolitotomi ameliyatının risklerini şu şekilde sıralamak mümkündür;

  • Mesane içinde yeniden taş oluşma ihtimali vardır. Bu da cerrahi müdahalenin yeniden yapılmasını gerekli kılabilmektedir.
  • Dokuların iyileşmesi esnasında antibiyotik kullanmak gerekebilmektedir. Fakat her ne kadar önlem alınmış olsa dahi idrar yolu enfeksiyonun gelişme ihtimali her daim olacaktır.
  • Ameliyat yarasında kızarıklık, ağrı, şişlik ve nadiren de olsa akıntı ile birlikte gelen bir enfeksiyon söz konusu olabilir. Bu durumda hastalara Üroloji uzmanları tarafından antibiyotik kullanımına ihtiyaç duyulur. Seyrek de olsa yaranın bir kısmının açılma ihtimali vardır.
  • Sistolitotomi ameliyatı esnasında, ameliyat sonrasında takılan kateterliyken ya da kateter çıkarıldıktan sonra kanama meydana gelebilme ihtimali vardır. Söz konusu kanama çok ciddi boyutlara ulaşabilir. Bu nedenle de kan transfüzyonuna ya da ikinci bir operasyona ihtiyaç duyulabilir.
  • Ameliyat esnasında ateş ve ağrıya yol açabilecek apse gelişme ihtimali vardır. Böyle bir durumun gelişmesinden sonra ultrason eşliğinde apse boşaltılacaktır ya da yeni bir ameliyat gerekebilecektir. Ancak bu çok nadir görülen bir sorun olacaktır.
  • Operasyon sonrasında hastaların kateteri çıkarıldıktan sonra idrar yapamama sorunu gelişebilir. Bu nedenle de yeniden sonda takılmasına gereksinim duyulabilmektedir. Hatta bazı durumlarda hastaların uzun dönemli sonda kullanma durumu söz konusu olabilmektedir.
  • Sistolitotomi ameliyatına giren hastaların sigara kullanma alışkanlığı bulunuyorsa, aşırı kilo mevcutsa, şeker hastasıysa, yüksek tansiyon varsa ya da daha önceki zamanlarda kalp hastalığı meydana gelmişse sistolitotomi operasyonu sonrasında hastalar söz konusu risklerin gelişme olasılığı daha yüksektir.

Operasyon esnasında ya da sonrasında ağır komplikasyonların gelişmesi çok nadirdir. Bazı durumlarda Sistolitotomi sonrasında çok nadiren de olsa ölüm meydana gelebilir. Öyle ki belirtilen riskler, en sık rastlanan risklerdir. Fakat belirtilmeyen bazı ender riskler de meydana gelebilmektedir. Herhangi bir komplikasyon gelişmesi durumunda ameliyat olunan hekimler bilgilendirilmelidir.

Reklam Alanı


Mesane Taşı Ameliyatı Öncesinde Dikkat Edilmesi Gerekenler

Hastalar, Mesane taşı ameliyatına alınmadan önce mutlaka ön muayeneden geçmelidir. Bunun için ilk aşamada Üroloji uzmanı tarafından hastaların detaylı bir tıbbi öyküsü alınmaktadır. Aynı zamanda son dönemlerde kullanılan ilaçlar, reçetesiz olarak kullanılan ilaçlar ve de hastaların herhangi bir ilaca karşı alerjisi olup olmadığı detaylı bir şekilde sorgulanacaktır. Akabinde Ürologlar, hastalara neden sistoskopi yapılacağını ve işlem sonrasında ne sonuç alınacağını hasta ve hasta yakınlarına açıklar. Bir sonraki aşamada hastalardan idrar tahlili alınır. Yapılan tahlilinin temel amacı idrar yolu enfeksiyonunun olup olmadığını tespit etmektir. Eğer idrar yolu enfeksiyonu varsa mutlaka sistolitotomi öncesinde tedavi edilmelidir. Tedavi içinse genellikle antibiyotik kullanımı önerilmektedir. Ameliyat öncesinde kan sulandırıcı kullanımının kesinlikle durdurulması gerekir. Dikkat edilmesi gereken tüm unsurlar hekimler tarafından detaylı bir şekilde hasta ve hasta yakınlarına aktarılacaktır.

Mesane Taşı Ameliyatı Sonrası Dikkat Edilmesi Gerekenler

Mesane taşı ameliyatı sonrasında hastalarda idrar yolu enfeksiyonu gelişme ihtimali vardır. Bunun tanı sıra bazı hastalarda da idrarda kanama meydana gelebilmektedir. Her iki durumda da daha sağlıklı olmak ve mevcut sorunları ekarte edebilmek adına hastalara bol miktarda su tüketmesi önerilmektedir. Sistolitotomi ameliyatı sonrasında dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli unsur da idrar yapamama ya da 2 veya 3 günden daha uzun süren idrarda kanama ve ağrı olması durumunda mutlaka operasyonu gerçekleştirmiş olan hekimle iletişime geçilmesi önerilmektedir. Aynı zamanda cerrahi müdahale sonrasında hastaların kendilerine gelebilmeleri adına işlem sonrasında bir süre boyunca bekletilmesi şarttır. Ağrıyı hafifletmek için genital bölge üzerine sıcak ve nemli bir bez konulabilir. Doktor uygun görürse ve yaralar iyileştikten sonra sıcak duş alınabilir. Ameliyat sonrasında hastaların idrar kanalına sonda takılır. Sonda 1 ya da 2 gün kullanıldıktan sonra çekilmektedir.

Reklam Alanı


Mesane Taşı Ameliyatı Kimlere Yapılır?

Sistolitotomi operasyonu Üroloji uzmanlarının uygun gördüğü kişilere yapılabilen cerrahi bir işlemdir. Bunun yanı sıra hem kadın hem erkek hem de çocuk hastalara tanı veya tedavi amacıyla uygulanabilmektedir. Sistolitotomi işleminin yapılmasında herhangi bir yaş sınırı bulunmaz. Yaşamın erken dönemlerindeki çocuklara da kolaylıkla uygulanabileceği gibi ileri yaşa gelmiş kadın ya da erkek tüm hastalara da gerek görülmesi durumunda bu işlemin yapılması mümkün olacaktır.

Reklam Alanı


Loader