Çıkıkların Kapalı Redüksiyonu

Çıkıkların Kapalı Redüksiyonu

Eklemi çevreleyen destek yumuşak dokularn yırtılması ve eklemi oluşturan kemik yapıların eklem yüzey temasından ayrılması çıkık olarak nitelendirilir. Acil olarak tedavisi yapılması gereken bir durumdur. Bu tedavi kapalı redüksiyon olarak lokal anestezi ya da genel anestezi altında yapılır. Uygun redüksiyon manevrası ile aşırı güç uygulanmadan gerçekleştirilir. Omuz çıkığı, acil tıpta en sık karşılaşılan eklem çıkığı problemidir. Tanı koymak nispeten diğerlerine göre daha kolaydır. Hekimlerin karşı karşıya kaldığı çıkık omuzun redüksiyonu işlemi oldukça zorlayıcı bir çalışmadır. Çıkığın durumuna göre hastaya uygulanacak tedaviye karar verilir. Omuz çıkıklarında en sık rastlanılan durumlar ise anteriyor çıkıklardır.

Abdüksiyon, ekstansiyon ve dış rotasyonun şiddetli kuvvetle kombinasyon oluştırması, anterior dislokasyona sebep olur. Kapalı redüksiyon sırasında kullanılan tekniklerin çoğunluğunda bir yerde traksiyon uygulaması yapılır. Başarısızlıkla sonuçlanan redüksiyon çalışmalarından sonra hastanın ağrısını azaltmak ve kasları gevşetmeye yardımcı olmak için prosedürel sedasyonu uygulanır.

Çıkık Nedir? Nasıl Tedavi Edilir?

Çıkıklar en sık karşılaşılan ortopedik problemlerin başında gelir. Çeşitli nedenlere bağlı olarak eklemlerde çıkık sorunu yaşanabilir. Özellikle şiddetli bir travma ile birlikte ortaya çıkan çıkık problemleri mutlaka acil tedavi edilmelidir. Çıkık tedavisinde çeşitli yöntemlere başvurulabilir. Bunların başında da kapalı redüksiyon işlemi gelir. Kapalı redüksiyon kesi yapılmadan gerçekleştirilen uzuv yerleştirme operasyonlarıdır. Peki çıkık nedir?

Eklem yüzeylerinde kalıcı olarak meydana gelen ayrılma durumlarına çıkık adı verilir. Çıkığın yaşanmasından sonra kendi kendine düzelmesi mümkün değildir. Acil müdahale gerektirir. Mutlaka Çıkığın gerçekleşmesiyle ortopedik müdahale gerçekleştirilmesi gerekir.

Çıkık durumu yaşandığında acil tedavi yöntemlerine geçilir. Çıkık kaza sonucu ortaya çıktıysa bunun için yapılması gereken ilk müdahaledir. Çıkık aşağıda sıraladığımız yöntemler ile tedavi edilir.

Yerine Oturtma İşlemi: İlk uygulama çıkığın yerine oturtulma işlemidir. Bu işlemi sadece alanında uzman bir doktor yapabilir. Doktor harici yapılan işlemlerde başarısız sonuçlar alınır. Doktor bazı hareketler uygulayarak, eklemleri tam yerine oturtabilir. Çıkığın oluştuğu bölgeye lokal ya da hastanın durumu değerlendirilerek genel anestezi uygulanır ve kapalı redüksiyon titizlikle yapılır.

Sabitleme İşlemi: Çıkık tedavisinde öne çıkan bir diğer önemli işlem ise sabitleme işlemidir. En başta kemiklerin yerine oturulması gerekir. İyileşme sürecinde bu bölgenin müdahale sonrası bir hafta kadar hareketsiz bir şekilde kalması sağlanır. Bunu gerçekleştirmek için doktor tarafından atel ya da askı işlemi yapılır. Bazı durumlarda doktorlar tarafından gerekli görüldüğü takdirde alçı ile işlem yapılabilir. Alçı ile çıkık olan bölge tamamen sarılır ve tedavi süreci başlatılır.

Ağrı Kesici: Çıkık tedavisinin en önemli tedavi aşamalarından biri de hastanın konforunu sağlamak için ağrı kesici takviyesidir. Hastanın tedavisi ağrı kesici ile başlar. Bunun sonucunda çıkık sebebi ile ortaya çıkan ağrı hafifletilir. Doktor serum yolu ile ya da ağız yolu ile hastanın ağrı kesici almasını sağlar. Ağrı kesici hastanın konforu için mutlaka başvurulması gereken tedavi süreçlerindendir. Kemiklerin yerine oturulması sırasında ağrılar yaşanır. Doktor tarafından bu bölge ağrı kesiciler ile daha rahat işlem yapılabilir hale getirilir.

Ameliyat: Bütün bu işlemler, kapalı redüksiyon yapılmış olsa dahi yine de müdahale gerektiren durumlar olabilir. Bazı çıkık vakalarında hekim hastayı ameliyata yönlendirebilir. Bunun için yaklaşık 1 saatlik küçük bir operasyon ameliyat ile birlikte hastanın tedavisi gerçekleştirilir.

Çıkık Tedavisinde Uygulanan Yöntemler Nelerdir?

İnsanların vücutlarında bir yerde çıkık yaşandığı zaman ağrı şiddeti yüksek olur. Dolayısı ile acil müdahale gerekir. Çıkığın türüne hangi bölgede oluştuğuna bağlı olarak uygulanacak tedavi şeklinde farklılıklar ortaya çıkabilir.

• Çıkık olan bölgenin alçıya alınması: Bölgeye uygulanan alçılar çıkık olan kısmın tam olarak iyileşmesine yardımcı olur.
• Kapalı redüksiyon: Uygulanan bu tedavi yönteminde hastalar kesi olmadan lokal ya da genel anestezi ile operasyona alınır. Operasyon sırasında öncelik çıkık parçanın yerine koyulmasıdır.
• Alçı ve Atel: Atel tedavisi, hasar görmüş yumuşak dokuları tedavi etmek için kullanılır. Özellikle çıkık olan bölgede yoğun şişlik görülmesi durumunda uzman bu yöntemi tercih eder.

Çıkık Nasıl Anlaşılır?

Çıkık ayak, omuz ve eklemlerde meydana gelen ağrılı bir durumdur. Bu tip durumlarda hasta kendi kendine çıkık olup olmadığını anlayamaz. Çıkığı anlamak için spesifik olarak belirtileri gözlemlemek gerekir. Hasta çıkık olduğu düşünülen bölgeyi hareket ettirmekte zorlanıyorsa ve buna bağlı olarak da şişlik ve ağrı varsa çıkık teşhisi konulabilir. Çıkık belirtileri aşağıdaki gibi sıralanabilir.

• Ağrı; çıkığın yaşandığı bölgede ağrı meydana gelir. Eklemlerin kalıcı olarak bulunduğu yerden ayrılması ile beraber hasta ilk olarak ağrı hissetmeye başlar. Bunun sonucunda da hareket tamamen kısıtlanır. Ağrı ile birlikte şişlik ortaya çıkar. Kapalı redüksiyon işlemi ile uzuv yerine yerleştirilir ve hastanın ağrıları da ortadan kaldırılmış olur.
• Şişkinlik; çıkıkta yaşanan en önemli belirtilerden biri de şişliktir. Çıkık olan bölge hızlı bir şekilde şişlik göstermeye başlar. Şişkinliğe eşlik eden morarama da sık karşılaşılan bir çıkık tablosu durumdur. Şişkinlik sonucu çıkık bölgesinde hareket tamamen kısıtlanır.
• Hareket Edememe; çıkığı anlamanın en önemli kriteri hareketlerin kısıtlanmasıdır. Eklemlerde yaşanan ayrılma ile birlikte kişide hareket eksikliği yaşanmaya başlar. Bunun sonucunda çıkık bölge hareket ettirilemez.

Redüksiyon Öncesi Nelere Dikkat Edilmelidir?

Kapalı redüksiyon girişimi gerçekleştirilmeden önce dikkatli bir fizik muayene yapılmalıdır. Bazı durumlarda bir yardımcıdan destek alarak dislokasyonun hızlı ve doğru değerlendirmesi gerekir. Akromiyal basamaklanma yöntemi tespit koymadan belirleyicidir. Ayrıca palpasyonla hissedilen humerus başı ve adduksiyon yapılabilmesi dislokasyonun alt gruplarının belirlenmesini kolaylaştırabilir. Hastanın klinik tablosu iyi bir şekilde değerlendirildikten sonra uzman hekim doğru teşhisi koyar ve hasta için en uygun olan tedavi yöntemine karar verir. Bazı vakalarda ileri tetkikler gerekebilir. Ya da uzman doktor ameliyat önerebilir.